28 Nisan 2012 Cumartesi

YELKENCİLİK SİZE UYGUNMU ?





Bazen, kendilerini bu konuda yeterince irdelememiş kişilerin tekne sahibi olmaları, bir süre sonra yaptıklarını, vakit ve para kaybı olarak görmelerine, denizde geçirdikleri zamandan yeterince keyif alamadıklarına, zaman zaman ister istemez karşılşılan zor şartların onlar için bir kabus haline geldiğine çokça şahit oldum...
Kararınızı verirken gözönünde bulundurmanız gereken pek çok konu var.
Doğa ile içiçe olmaktan hoşlanıyormusunuz?
kapalı yerlerden?
Agorafobisi ya da tam tersine klostrofobisi olan biri, fobilerinin üstesinden gelmeden denizci olamaz.
Yalnız kalmak yanında yeni insanlar tanımaktan da hoşnut olmak gerekli.
En zor şartlarda bile gereğinde tanımadığınız kişilere gonüllü yardımdan da keyif alıyorsanız denizciliğe yatkınsınız demektir.
El becerisi denizcilikte çok önemli, fizik, mekanik, elektrik, elektronikden anlamak da bir o kadar.
Ufak tefek tamiratları kendi başınıza becerebilmeniz, en azindan çekiç tutmayı, tornavida, anahtar kullanmayı becerebilmeniz şart.
Mücadeleden, rekabetten hoşlanıyormusunuz?
Yelkencilik, doğa güçlerinden yaralanmak yaninda gerçek bir mücadeledir de.
Ruhen ve bedenen dayanıklı olmayı gerektirir.
Sabırlımısınız?
Fırtınada, ıssız bir koyda günlerce hapis kalmak sizi rahatsız edermi, yoksa bunun da zevkli bir yanı olduğunu görebiliyor, bundan keyif alabiliyormusunuz?
Farklı kültürlerden insanlarla tanışmak elbette çok keyifli.
Ama
Sizden farklı olanlara hoşgörü gösterebilmek, anlayışlı davranmak da önemli.
Gerçek bir denizci arkadaş canlısı, hoş görülü, ve saygılıdır.
Her zaman yardıma hazırdır.
Denizde yardımlaşma esastır.
Zor durumda olana başınızı çevirip geçemezsiniz.
Kişiliginiz tüm bunlara uygunmu?
Yeterli zamanınız varmı? 
Yaşamını paylaştığınız kişiler çok önemli.
Yalnız başınaysanız sorun yok.
Ama evliyseniz olabilecek en iyi şey eşinizin de en az sizin kadar denizciliğe hevesli ve yatkın olmasıdır.
Birlikte olduğunuz kişi ne derse desin, onu ne kadar tanıyor olursanız olun, belli bir süre birlikte bu deneyimi yaşamadıkçaoluruna karar vermeyin.
Herşey tamam, tekne edinmeye karar verdiniz,
bu sefer de bütçeniz çok önemli. İş tekneyi almakla bitse ne iyi.
Teknenin yıllık giderleri tahminlerinizin çok üzerinde olabilir.
Elbette ilk yapılacak şeylerden biri sınavlara girip en azından bir amatör denizci belgesi edinmek.
Birkaç gün içinde yelkenciliğin temel bilgilerini edinebilir, üç beş kez denize çıkarak öğrendiklerinizi pekiştirebilirsiniz. Ama sanmayın ki denizcilikle ilgili herşeyi ögrendiniz.
Denize her çıktığınızda öğreneceginiz ders, henüz hiçbirşey bilmediğiniz olacaktır.
Pruvanız her zaman neta, rüzgarınız da kolayına olmaz.
Sizi asıl eğitecek olan denizin kendisidir.
Iyi denizci olmak uzun deneyimlerden, deneyimli denizcileri, gerek dinleyerek, gerek yazdıklarını okuyarak,
yaptıklarını izleyip soruşturarak deneyimlerinden yaralanmak ve ömur boyu denizin dolaysız kendisinden de öğrenmeye devam etmekten geçiyor. en iyi ögrenme yöntemi, zor deniz şartlarında, deneyimli denizciler eşliginde seyir yapma imkanlarını bulabilmektir. Kısacası usta çırak yöntemidir.
Bunun için de emir almaya, emir tekrarı yapmaya, emirleri sorgulamadan uygulamaya yatkın olmanız gerekir.
"Kaptanın sözü kanundur" deyişi boşa söylenmemiştir.
Sorgulama ihtiyaci duydugunuz uygulamaları daha sonra konuşabilecek kadar da sabırlı,
kafanıza takılanların nedenini niçinini sormak için de ısrarlı olmalısınız.
Deneme yanılma yöntemiyle de ögrenmek tabii ki mümkün, ama çoğunlukla deniz yanılgılarınızı affetmez.
Zaman içinde deneyerek bulunmuş pratik uygulamaları kendi başınıza yeniden keşfetmek için ömür yetmez.
Yukarıdaki sorulardan birine dahi olumlu yanit verdiyseniz, yelkenci olmayi denemelisiniz.

GÜVENLİ DEMİRLEME


Güvenli bir demirleme için en önemli faktörlerden biri demir seçiminizdir. Değişik demir tipleri değişik zeminlerde farklı
davranırlar. Her zeminde tutan bir demir bulmak oldukça zordur. Değişik zeminlerde, tutma açısından en çok tercih
edilebilecekler arasında CQR, Bruce ve Spade'i sayabilirim. Admiralti de bunlar arasında sayılabilirse de 20 metreden ufak
ve özellikle GRP teknelerde kullanabilmek yer açısından oldukça zordur. Belki ikinci bir demir olarak tercih edilebilir.

Bügel'in tutmadığına, yeterli kalama verildiğinde, en zor şartlarda bile taradığına şahit olmadım.
Türkiyede galvanizli kopyalarını, orjinaline oranla çok ucuza temin edebilmek mümkün. Fonksiyon açısından orjinalinden hiç
bir farkı yok. Yeni bir demire ihtiyacınız olduğunda Bügel almakta tereddüt etmeyin.
Teknenizde mutlaka birden fazla en azından iki demir bulundurun. İkinci demirinizin el altında olmasına, ihtiyaç duyduğunuz
anda kullanılabilir halde olmasına dikkat edin. Sadece iki demiriniz varsa yedek demirinizin de diğeri kadar güvenilir
olmasında fayda var.
Demiri zincirle kullanmak en iyisidir. Zincirliğiniz uygunsa tekne boyunun 6-8 katı uzunluğunda zincir bulundurmak uygun olur.
Şartlar el vermediğinde bir bölümünü zincir geri kalanını halat, veya tamamını halat olarak kullanmak da mümkündür. Eğer
halat kullanıyorsanız üç kollu halat, tercihan naylon olanını kullanın. Üç kollu Naylon halatlar esnemeleri sayesinde sert
ırgalanmaları önler. Kalamanın tamamı zincirse, zincirin kendi ağırlığı ırgalanmayı rahatlıkla önler.
Zincir ya da ipin sonunun teknedeye sağlam bir şekilde bağlı olmasına dikkat edin. Bu bağlantıda gereğinde çabuk ve kolayca
ayırabileceğiniz bir yöntem kullanın (yaylı kilit gibi).
Beş ya da on metrede bir, zincir üzerinde kalama boyu hakkında fikir verecek işaretler çok faydalıdır. Bu işaretleri, farklı renklerde boyayarak yapabileceğiniz gibi, değişik renklerde elincesini (2-3 mm çaplı ip) zincir baklalarına sarıp bağlayarak da yapabilirsiniz. İşaretlerin kolay görünür renklerde olmasına dikkat edin. Tekne malzemesi satan dükkanlardan temin edebileceğiniz, baklaların içine monte edilebilen renkli plastik işaretleri de kullanabilirsiniz.
Demirlediğinizde vereceğiniz kalama (demir ipi ya da zincirinin suda kalan kısmının boyu) derinlikle orantılı olmalıdır.
Kalamanızın tamamı zincir ise, kalamanız derinliğin en az dört katı, halatsa 6-7 katı olmalıdır. Bazen hava sertleştiğinde
bu oranlar yeterli olmayabilir, ve daha fazla kalama vermek gerekebilir. Yeterli kalama veremediğiniz durumlarda kalama
boyunun yarısında bir ağırlık bağlamak çok yararlı olabilir. Bu ağırlık demir üzerindeki kuvvet vektörünün açısını yataya
yaklaştırarak demirin taramasını önler. Bu amaçla dinginizin demirini kullanabilirsiniz.
Zeminin 10 dereceden fazla meyilli olduğu yerlerde demirlemekten kaçının.
Demir attığınızda, eğer rüzgar çok hafifse, rügar yününde yarımyol tornistanla zinciri düzgün bir şekilde sermeniz gerekir.
Eğer teknenizi sürükleyebilecek yeterli rüzgar varsa, tornitan vermeden, motoru boşta tutun. Hareket etmeden verilen kalama,
 zincirin demir ya da kendi üzerine yığılmasına neden olur. Tornistan hızınız kalama verme hızınından fazla olmamalıdır.
Yeterli kalama verdikten sonra zinciri volta edip tornistana devam ederek demirin zemine dalmasını sağlayın. Bu sırada demir tarıyorsa zincirde bir titreşim olur. Zeminin özeliğine göre bazen titreşimi hissedemezsiniz, ancak demirin tutmadığını, hala tornistan yönünde hareket ettiğiniz halde zincirin denizle yaptığı açının bir azalip bir arttığını görerek de anlayabilirsiniz. Demir tutmuşsa geriye doğru hareket halindeki tekne giderek yavaşlıyarak durur ve motor hala tornistanda olmasına rağmen, zincirin ağırlıyla kısa bir mesafe ileri doğru hareket eder. Eğer demirin taradığından kuşkulanıyorsanız vira edip demir tazelemeniz gerekir. (yani çıkıp demir alıp tekrar funda edin.) Emin olmadıkça demir tazelemekten kaçınmayın.
Balçık zeminlerde demire herhangi bir yük bindirmeden önce kendi ağırlığıyla çamurun içine batmasını 3-5 dakika beklemek gerekebilir. Sabırsız davranıp demire erken yüklenirseniz tarama olasılığı vardır.
Demirlediğiniz yerde denize giriyorsanız, sizin de benim gibi ilk yapacağınız, gözlüğünüzü şnorkelinizi takıp demirin ve
zincirin durumunu gözden geçirmek olsun. İçiniz rahat eder.
Rüzgarı arkanıza alarak,üzerine yürüyerek de demir atmak mümkündür (pek çok gulet kaptanının yaptığı gibi).
Ancak zincirin karinaya sürtmesi olasılığı vardır. Tekneniz bir katamaran değilse bu yöntem tavsiye edilmez.
Demirin yükünü ırgat üzerinde bırakmayın. Bakla gözünden geçireceğiniz bir yaylı kilitle, daha iyisi bu amacla üretilen
zincir kancası vasıtasıyla sağlam bir koçboynuzu veya babaya volta ederek ırgat üzerindeki yükü kaldırın. Ama yine de zinciri kaveletadan ayırmayın.
Demirledikten 3-5 dakika sonra birbirinden en az 60'şar derece farklı üç kerteriz alıp kaydedin. Pusulanızdan teknenin
yönünü de kaydedin.Tarayıp taramadığınızı anlamak için yarım saatte bir ve kuşku duyduğunuz zaman kerterizlerinizi kontrol
edin. Tekne zaman zaman gezebilir, ama rüzgar yönü fazla değişmediği sürece sıklıkla aynı noktaya tekrar gelir.
Tekne çok fazla geziyorsa (pusulanızın değeri çok değişiyorsa) kerterizleri kontrol etmek için, teknenin kerterizleri
aldığınız zaman bulunduğu yöne dönmesini bekleyin.
Kalabalık (başka teknelerin de demirlemiş olduğu) yerlede demir atarken baskalarının demirinin nerede olduğuna ve
zincirlerinin ne şekilde yayıldığına dikkat edin. Esinti hafif ya da yoksa zincir doğru bir hat üzerinde yayılmamış
olabileceğinden bunu tahmin etmek pek de kolay olmaz. Gerekirse yakındaki tekne kaptanlarından öğrenin ve gereğinden
fazla kalama vermeyin. Rüzgar yönü degişikliklerinde tekneler de hep birlikte yer değiştirecektir. Ancak ağır ve büyük
tekneler daha yavaş hareket edecektir. Zincir yerine Halat kullanan tekneler, zincirlilere göre daha geniş bir çember
üzerinde hareket ederler.
Nedendir bilmem, bir koyda tekbaşıma demirlemişsem, çoğunlukla yeni gelen tekne gelip burnumun dibine demirler.
Sanki benim teknemin üzerinde "Burası park yeridir yazıyor". Arkadaş canlısı olmadığımdan değil, aksine denizde kurulan
dostluklara bayılırım, ama hava değiştiğinde sorunların ortaya çıkması da kaçınılmaz oluyor. Siz de aynı hatayı yapmayın.
Mutlaka görmüşsünüzdür, köpekler, kediler bir yere çökmeden önce kendi etraflarında birkaç kere dönerler. Siz de öyle yapın,
 girdiğiniz koyu şöyle bir tavaf edin, uygun derinlik ve zemin bulacağınız, rüzgar yönünün de müsait olduğu bir yer mutlaka
bulacaksınız. En azından diğer tekneden emniyetli bir mesafede demirleyin.
Bir demir şamandırası kullanmanın pek çok yararları vardır. En önemlisi başkalarına ve size demirinizin nerede olduğunu
göstermesidir. Ayrıca, kayalık bir zeminde takılı kalan demiri kurtarmaya yararı olur. Eğer demir şamandırası
kullanacaksanız, yıllar içinde edindiğim işin püf noktalarını da aktarayım.
Şamandıra ipini tekne boyunuzdan kısa tutun. Bu demir alırken ipi uskura dolama riskini azaltacaktır.
Gece kalacaksanız hava kararırken şamandıranızı sökün. Bunun için şamandırayı demire bir kasa yaparak çiftkollu bağlayın ki
botla gidip şamandırayı ve ipini alabilmeniz mümkün olsun. Ya da yüzen ip kullanmayın ki, şamandırayı söküp ipi
batırabilesiniz. Şamandırayı gece bırakırsanız, başakaları görmeyip uskurlarına dolayabilirler. Hava kararırken alırsanız,
gece vira edip çıkmak zorunda kaldığınızda da çepariz vermesine olanak kalmaz.
Vira ederken (demir alırken) tekneniz ve rüzgar hafif değilse tüm yükü ırgata bindirmeyin. Hafif yolla demirin üzerine
doğru yürüyerek ırgata yardımcı olun. Ancak tekneyi, zinciri içeri alma hızınızdan daha süratli yürütmeyin. Bunu zincirin
açısını kontrol ederek yapabilirsiniz.
Dar yerlerde teknenin gezmesini önlemek amacıyla kıçtan da ikinci bir demir atılabilir. Ancak bunu rüzgar yönünün büyük
oranda değişebileceğini beklediğiniz yerlerde yapmaktan kaçının. Kuvvetli yan rüzgarlarda demirlerinize binecek kuvvetler
tahminlerinizin çok üzerinde olabilir ve tarama kaçınılmaz olur.
Yine gezmeyi bir ölçüde azaltmak ya da sert rüzgarları karşılayabilmek için baştan ikinci bir demir atmak gerekebilir.
İkinci demirinizi botunuz varsa botla atmayı tercih edin. Ideali iki demir arasında 40 derecelik bir açı bırakmaktır.
Nasıl kaçacağınızı planlayın:
Demirleyeceğiniz yere girmeden önce rüzgar yönü değiştiğinde sığınılabilecek başka yerleri araştırın.
Demirleyeceginiz yere girerken çıkış rotanızı da baştan hesaplayın. Bunun için gerekebilecek kerterizleri kaydedin.
GPS'iniz varsa giris rotanızı kaydedin. Gece kaçmak zorunda kalabileceğinizi, çevreyi yeterince ya da hiç göremiyeceğinizi
özellikle göz önünde bulundurun. Engelleri not edin. Kolayca girebiliyor olsanız bile çok sığ sulara, karaya çok yakına
demirlemeyin. Şartlar değiştiğinde çok emniyetli gibi görünen yer, kabusunuz haline dönüşebilir. En büyük usturmaçanızı
zincirliğe yakın bir yerde, ucunda en az derinlik kadar uzun, kalınca bir halata bağlı olarak bulundurun. Halatın diğer
ucuna zincir baklasından geçebilecek bir yaylı kilit bağlayın. Bazen öyle şartlar oluşabilir ki, demiri vira etmeye
zamanınız kalmaz, daha sonra dönüp alabilmek amacıyla şamadıra bağlayıp demir ve zinciri bırakmak zorunda kalabilirsiniz.
(Daha önce de bahsettiğim gibi zincir tekneye kolay ve seri bir şekilde çıkarılabilecek gibi bağlanmış olmalıdır.)
pruvanızın neta, rüzgarınızın kolayına olmasını diliyorum.
Sevgiyle kalın

AÇIK DENİZ TEKNESİ KRİTERLERİ

Bir tekneyi açık denize uygun yapan faktörlerin başında daha tasarım aşamasında bu misyonu
yüklemek gerekiyor. Bir açık deniz teknesi tasarlanacak dendiğinde de bazı olmazsa olmazlar
gündeme geliyor.

Herşeyden önce olabildiğince girintisiz bir güverte....
Yani küçük bir havuzluk.
Küpeştelerde yeterince frengi delikleri ve havuzluğun kendi kendine hızla tahliyesi....
Bordaların nispeten yüksek olması. ...
Armanın çok yüksek olmaması veya yelken alanının 2 direğe dağıtılması.
Teknenin inşasında yapı elemanlarının en zor şartlara göre hesaplanıp uygulanması.
Kabuk / güverte bağlantısında sızdırmazlığa  her zamankinden fazla önem verilmesi.
Yakıt ve tatlı su tanklarının normalden büyük hacimli olması
Tekne iç hacminde ve güvertede depolama alanlarının normalden büyük ve fazla olması...
gibi.

Ama asıl kriter Deplasman / Boy rasyosunun değeridir.
Yani teknenin su hattına göre tekne ağırlık oranı.

Despl/Boy rasyosu hesaplanırken Long Ton (2,240 pounds) ve
tekne su hattı boyu da (Feet) olarak uygulanır.

Uygulanan formül  

You are not allowed to view links. Register or Login

Uploaded with You are not allowed to view links. Register or Login

D/L  100 altında  ÇOK HAFİF TEKNE
D/L  100 - 200    HAFİF TEKNE
D/L  200 - 300    ORTA AĞIR TEKNE
D/L  300 -400     AĞIR TEKNE
D/L  400 üzeri    ÇOK AĞIR TEKNE   
olarak sınıflandırılır.
Herhangi bir su hatında D/L rasyosu düşük çıkan tekneler nominal hıza erişmek için
daha az tahrik gücüne sahip olurlar. Daha az yelken alanı daha az beygir gücü...

D/L rasyosu yüksek veya orta ağır tekneler daha fazla istihab haddine sahip olup
kaba denizlerde yavaş hareketleri ile seyir konforu sağlarlar.

Açık deniz tekneleri D/L rasyoları 250 - 400 arasında değişir.

Hipotermi

Hipotermi vucud ısısının 36.5 derecen aşağı düşmesiyle başlar. İlk gözlemler el ve ayakda  üşüme ile titremedir.
Hipotermiye girmiş kazazedelerde; hipoter-miye uğrama derecesine göre, kazazede farklı vücut ısılarında farklı belirtiler gösterir.Vücut ısısı yaklaşık 37 santi-grad derece olarak kabul edilirse;35 derece ve altında önce şiddetli titremeler (vücudun ısı üretmek için gösterdiği ref-leks),34 derecede kalp atım hızında yavaş-lama/solunumda düzensizlik/zihinsel karı-şıklık, 33 derecede giderek kötüleşen ha-fıza kaybı/kaslarda sertleşme/gözbebeklerinde genişleme(beyne giden oksijen miktarında azalmaya işaret eder),32 derecede bilinç kaybı başlangıcı ve titremenin ke-silmesi,31 derecede nabız tespitinde güçlük ve yarı bilinçlilik hali 28-30 dere-ce arsında acıya duyarlığın azalması/ilerleyen bilinç kaybı/nabız ve solunumda yavaşlama/kalp atım ritminin bozulması ve kalp kasının titreşime geçmesi(ventricu-lar fibrillation)görülür.27 derecede göz-ler artık ışığa karşı refleks göstermez ve derin koma durumu hakimdir(ölü gibi görünmek).26 derecede kazazede artık na-diren kendine gelebilir.Vücut ısısı 25 dereceye düştüğünde kalp kası titreşimi-nin artması ve istemsiz titreşime geçiş başlar.24-21 derece arası vücut sıcaklı-ğında akciğer ödeminin gelişmesi ve deniz kazalarında %100 ölüm tabir edilen durum görülür.20 derecede kalp titreşimi kesi-lir. 18 derece hipotermik kazazedenin ya-şama geri döndürülebilme şansına sahip ol-duğu en alt vücut sıcaklığı sınırıdır.
Hipotermiye girmiş kazazedelere müdahale ; Sıcak ve sıvı içecekler tüketilmelidir. ( ALKOL verilemez)
Denimarkalı bahriyelisi yöntemi uygulanabilir.( Dört kovaya sıcak su koyularak iki ayak ve iki el kovalarına içine sokularak bu yöntem uygulanır.
Isı korumalı tulumun içine kazazede koyulabilir.
Son olarakda vucut ısısı kullanılabılır. ( Kazadeye sarılarak bu yöntem uygulanabi

Yelken


1   Direk
2   Gırcala
3   Matafiyon
4   Açavela Gönderi
5   Alt Yaka
6   Ön Yaka
7   Üst Yaka
8   Arka Yaka
9   Bağlantı Köşesi
10 Mandar Köşesi
11 Pik Köşesi
12 Iskota Köşesi
13 Dikiş
14 Çıta Cebi
15 Çıta
16 IYRU Kodu
17 Sicil Numarası
18 Bumba Çekeri
19 Koç Boynuzu yada kıstırmaç
20 Bumba
21 Bumba Ayı

Türkiye Fırtına Takvimi

27 Nisan 2012 Cuma

Neden Yelken ?

Çünkü yelkenci,
bilgi ve yeteneklerini, başkalarına karşı onları yenmek ve üstünlük sahibi olmak için değil;
sadece denize karşı onun her türlü ruh haletinde mücadele verebilmek için kullanan kişidir.
O,
denize tutkun ve saygı duyan kişidir; neden denizi seçtiğini bilir ve bundan mutluluk duyar.
Bu mutlulukta, tehlikenin ona öğrettiği dersler, rüzgarı-akıntıyı akıllıca kullanıp hedefe ulaşmasının verdiği tad,
zor bir seyrin ardından karaya ulaşmasının kazandırdığı özgüven,
yolculuğun zor bölümünü başarıyla atlatmasının yaşattığı huzur,
bir limana sadece yelken gücüyle girmiş olmasının hissettirdiği kıvanç ve
sonsuz güven duyduğu teknesinin bitmek-tükenmek bilmeyen bakımının üstesinden gelebiliyor olmasının gururu vardır.
Seyirler ona,
muhakeme gücüne ve yeteneklerine güvenme duygusunu öğretir.
Özgür ruhlu insanlar için bugün hala yapmaya değer birkaç şeyden biridir yelken.